PAZAR EKİ • 18 AĞUSTOS 2024
Dünyanın dört bir yanında savaşlar mı var? Ülkenin her yerinde yangınlar mı çıktı? Milletimizin dertleri üst üste konulsa uzaya merdiven mi yapılır? Saçmalamayın! Çabuk herkes aklında ne varsa bir kenara fırlatsın ve Meclis TV’yi izlesin! Böyle bir spor olimpiyatlarda bile izlenmez! Çabuk!
Şaka bir yana, şu halimize bir bakın, yapayalnızız…Muhafazakarı, milliyetçisi, liberali, sosyalisti, vs. kim hangi “takımı” tutarsa tutsun, hepimiz yalnızız. Çünkü sahibi olduğumuz haklarımızın temsiliyetini hiç hak etmeyen yarım bin kişiye emanet ettik, üstelik onları tanımıyoruz bile! Ki bu temsiliyet verdiğimiz yarım bin kişiyi aslında tuttuğumuz takımların başındaki üç-beş kişi seçti…
Tehlikenin farkında mısınız? Fikri, yeteneği, liderliği, başarısı olan kişileri değil de tuttuğumuz takımın başındaki şahısların “sevdiği” insanlara verdik temsil yetkisini. Eh yani, o yüzden de şaşırıp kızmayalım kavga etmelerine, küfürlerine, hiçbir şey yapmamalarına ve saçmalıklarına.
Tabii ki, “ne olursa olsun bizim meclis” diyebilir miyiz, orası biraz karışık. Sonuçta meclis bizim, binasıyla, ucuz lokantasıyla, yetkileriyle, anayasasıyla, tarihiyle fakat içindeki canlılar bizim mi yoksa üç-beş kişinin mi ona emin olamayabiliriz… Neyse, çaresi olmayan hastalık için vahlamaya lüzum yok, tek bir yolu var bu saçmalıklara bir son vermenin o da “aklımızı toplamak” ve bir sonraki seçimlere kadar en az hasarı vermelerini sağlamak…
Bugüne kadar birlik olabilir miydik, veya gelecekte olabilir miyiz bilemiyorum, fakat tüm bu olup bitenlerin sonunda Aristoteles’in “felaketler insanları bir araya getirir” sözünü anlamayı ve acıyla gülümsemeyi hiç istemiyorum. Umarım her şey bir an önce milletimizin lehine olmaya başlar…
